Gezegenimizin tamamlama sürecine bağlı olarak gerçekleşen deprem, yer kabuğundaki kırılmalar nedeniyle oluşan sarsıntılardır.
Bu sarsıntıların temel sebebi sadece kırıklar değildir. Her gün üzerinde yürüdüğümüz, gündelik işlerimizi hallettiğimiz yeryüzü, fark edemeyeceğimiz bir hareket içindedir. Gözle görünür olmayan bu hareketler yer kabuğunun sıkışmasına, sürtüşmesine ve nihayetinde kırılmasına sebep olur. Kırılma sonrası ortaya çıkan enerji ise şiddetli sarsıntıların temel unsurudur. Evlerin yıkılmasına, kıtaların oluşumuna ve volkanik aktivitelere de neden olan bu doğa olayı yeterli tedbirler alınmadığı zaman daha yıkıcı olabilmektedir.
Dünya yüzeyinde gerçekleşen depremler, sarsıntının yanı sıra yer değiştirme olarak da gözlemlenebilir. Bazen kıyılara yakın meydana gelen depremler tsunamiye sebep olabilmektedir. Bu sarsıntılar ayrıca toprak kaymalarına ve başka tektonik oluşumlara kapı aralayabilir.

1.Büyüklük (Magnitüd) Nedir?
Deprem, yerkabuğunun gerilme etkisi sonuncu, belirli bir derinlikte kırılması olarak tanımlanabilir. Depremin büyüklüğü ise kırılan yüzeyin büyüklüğünü ve dolayısıyla ortaya çıkan enerjinin düzeyini belirten bir ölçüdür. Örneğin M=2,0 büyüklüğünde bir deprem, yeryüzünün derinliklerinde yaklaşık bir futbol sahası büyüklüğünde bir kiriğin meydana geldiğini gösterir. Büyüklük bir birim artarsa, yani 3,0 büyüklüğünde bir deprem oluşmuş ise, yaklaşık 10 futbol sahasına eşit bir alanın kirtilmiş olduğu anlaşılır.
Gerçekte, depremin büyüklüğü sadece kırılan yüzeyin alanı ile oranlı değildir. Büyüklüğü etkileyen iki etmen daha vardır: atim ve berklik (rijidite). Atim, kırılan yüzeyin iki tarafında kalan kayaçların birbirlerine göre bağıl olarak ne kadar yer değiştirdiğini belirtir. Berklik ise kırılan kayaçların sertliğine bağlı bir parametredir. Ancak depremin meydana geldiği derinliklerde genelde Berklik değeri hemen hemen hep aynıdır ve sabit kabul edilebilir. Atim değerinin ise genelde kırılan yüzeyin büyüklüğüne hep orantılı olduğu gözlenmiştir. Bu nedenle, büyüklüğün bilinmesi için sadece kırılan alanın yüzölçümünün tahmin edilmesi yeterli sayılabilir.
2.Şiddet Nedir?
Herhangi bir derinlikte olan depremin, yeryüzünde hissedildiği bir noktadaki etkisinin ölçüsü olarak tanımlanmaktadır. Diğer bir deyişle depremin şiddeti, onun yapılar, doğa ve insanlar üzerindeki etkilerinin bir ölçüsüdür. Bu etki, depremin büyüklüğü, odak derinliği, uzaklığı yapıların depreme karşı gösterdiği dayanıklılık dahi değişik olabilmektedir. Şiddet depremin kaynağındaki büyüklüğü hakkında doğru bilgi vermemekle beraber, deprem dolayısıyla oluşan hasarı yukarıda belirtilen etkenlere bağlı olarak yansıtır.
Depremin şiddeti, depremlerin gözlenen etkileri sonucunda ve uzun yılların vermiş olduğu deneyimlere dayanılarak hazırlanmış olan “Şiddet Cetvelleri”ne göre değerlendirilmektedir. Diğer bir deyişle “Deprem Şiddet Cetvelleri” depremin etkisinde kalan canlı ve cansız her şeyin depreme gösterdiği tepkiyi değerlendirmektedir.