Galatasaray’ın yıldız ismi efsane eski millÎ futbolcumuz Sabri Sarıoğlu ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Galatasaray’da altyapıda görev alabileciğin yönünde haberler çıkmıştı bu durumun aslı nedir?
Şuan bana ulaşan bir telefon ya da teklif yok. Ben de bu tarz haberler çıktığını duydum ama şuan öyle birşey yok. Eğer böyle bir teklif gelirse, Galatasaray altyapısında yetişen bir oyuncu olarak onur duyarım.
Bu sene çok alışık olmadığımız bir durum yaşıyoruz, Süper Lig ilk beşte Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş yer almıyor. Bu durumu nasıl yorumluyorsunuz?
Artık büyük takım küçük takım kavramı kalmadı. Her takımın iyi yönetildiği ve iyi ekip oluşturduğu zaman başarılı olabileceğini görüyorsunuz. Bu durumda bu üç takımın kendini sorgulaması gerekiyor. Bu durum yanlış transferden, takım içi uyumun sağlanamamış olmasından ve yanlış harcamalar gibi nedenlerden ötürü kaynaklanıyor olabilir. Baktığımız zaman kulüpler açısından en büyük sıkıntı ekonomik problemler. Bu süreç boyunca başarı da sağlanmayınca bunun yükünü kulüp çekiyor.
Son zamanlarda teknik adamlarda bir değişim söz konusu. Sizce jenerasyon mu değişti?
Futbolda bu dönemler hep yaşandı. Son zamanlarda yeni bir jenerasyonun geldiğini görebiliyoruz. Bunun örneğini Ömer Erdoğan’dan verebiliriz ya da İlhan Palut’tan verebiliriz, Emre Belözoğlu, Volkan Demirel gibi. Zaten jenerasyonun değişmesi gerekiyor belirli bir süreden sonra çünkü futbol her geçen gün değişim hâlinde. Burada doğal olarak antrenörlerin futbola bakış açıları da değişiyor. Belirli bir zaman sonra bu saydığımız isimler de dinlenmeye çekilmek isteyecektir veya başka bir konuma gelmek isteyecektir. O yüzden yeni bir jenerasyonun gelmesi gerekiyor ve son iki yıla baktığımızda bu durum gerçekleşiyor. Bunun ileriki süreçlerde de devam edeceğine inanıyorum.
Euro 2008’de oynamış bir millî sporcu olarak millî takımın şu anki düşüş durumunu ve devam eden süreçte Hamit Altıntop ile birlikte yeni yapılanmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
2008 Avrupa Şampiyonası’ndaki en büyük başarımız takımın çok iyi oyunculardan kurulu olduğu gibi aynı zamanda takım içerisinde bir arkadaşlık, uyum, birbirine sahip çıkma vardı. Vazgeçmemek, pes etmemek vardı. Bu noktada Fatih Hocamızın da büyük bir katkısı söz konusuydu, onun verdiği destek ile sahaya çıkıyorduk. Bundan sonraki sürece baktığımız zaman Avrupa Şampiyonası’na katılmamıza rağmen pek bir başarı elde edemedik. Ligimize baktığımız zaman ekonomik problemler her geçen gün artıyor ve futbol kalitesi de istenen seviyede değil. Bir şekilde bunun bir çözüme ulaştırılacağına inanıyorum ama bu sürecin biraz sancılı olacağını düşünüyorum. Bunun yanında bir buçuk, iki senemizi pandemi ile geçirdik. Ben inanıyorum ki kulüplerdeki bu ekonomik sıkıntıların, kulüplere ne kadar yük olduğunun farkındalar. Bunları yavaş yavaş düzelterek hem Türkiye Ligi’nin kalitesini hem de millî takım olarak başarımızı yükseltiriz.
Galatasaray’ın şu anki kötü durumunu nasıl yorumluyorsunuz?
Sezon başı Sayın Başkan Burak Elmas ve Fatih Hoca takımın yeni bir yapılanmaya gideceğini söylediler. Takım yaş olarak gençleştirildi. Doğru bir hamleydi ama bunu tek hamlede yapmak bence riskliydi. Şu anki durum aldıkları riskin sonucudur. Yeni bir kadroya gidilebilir ve takım gençleştirilebilirdi ama bu genç oyunculara liderlik edebilecek en az üç dört tane tecrübeli her mevkide olacak şekilde oyuncularla bütünleştirilebilseydi bence daha iyi bir konumda olabilirdi şu anda Galatasaray. Benim görüşüme göre çok keskin bir geçiş oldu. Hepsi birbirinden kaliteli genç oyuncular. Süper Lig’de bu oyuncuların dinamizminden ve enerjisinden faydalanabilir ama yeri geldiği zaman tecrübe çok önemli. Genç oyuncu her topa koşmak ister ben de ilk zamanlarımda her topa koşuyordum. Tecrübeli oyuncular genç oyunculara ne tarafa yönelmeleri gerektikleri konusunda uyarılarda bulunduğu zaman doğru yerde doğru yere koşulması gerektiğinin farkına varılıyor. Galatasaray’ın bu seneki en büyük problemi risk alarak çok keskin bir geçiş yapmaları oldu. Yanlışlığı ve doğruluğu tartışılır ama ben bu gibi süreçlerin biraz daha kademeli ilerlemesi gerektiğinden yanayım.
Sezon başlarken Galatasaray şampiyon olmayabilir deniyordu ama son durum bu kadar kötü olduğuna göre bu hamle çok doğru değilmiş?
Bu göreceli bir yorum olur. Dediğiniz gibi sezon başında Galatasaray’ın hedefi şampiyonluktu ama yeni bir yapılanmayla ilk beşe ilk üçe oynayıp son haftaya kadar götürebilir. Burada dediğim gibi tecrübe çok önemli. Genç oyuncular iki üç maç kötü gittiği zaman moralmen çökerler ve panik yapmaya başlarlar. Bu noktada tecrübeli oyuncular devreye girer. Takımın moral ve motivasyonunu geri getirirler. O keskin geçiş bu durumda etkili oldu diyebiliriz. Ben Galatasaray forması giydiğim için hep kendimle gurur duydum. Ligi şampiyon bitirmek tabii ki önemli ama daha da önemlisi Avrupa’da ülkemizi en iyi şekilde temsil etmektir. Baktığımız zaman Real Madrid ile eşleşmiştik. İlk maçta kötü bir sonuç almamıza rağmen ikinci maçta maçı 3-1’e çevirerek kazandık. Ofsayt sayılan golüm olmasaydı, ben inanıyorum ki o turu geçecektik. Çünkü biz 3-1’i yakaladığımızda Real Madrid’in bütün oyuncuları inanılmaz bir paniğe kapıldı. Orada biz dördüncü golü atabilseydik o turu geçecektik çünkü futbol inananların ve savaşanların oyunudur. Kazanmak istiyorsanız inanıp mücadele etmek zorundasınız.