Karbon ayak izi, insan faaliyetlerinin çevreye verdiği zararın ölçüsü olarak özetlenebilir.
Birimi karbondioksit cinsinden ölçülmektedir. Doğrudan (birincil) ve Dolaylı (ikincil) ayak izi olmak üzere ikiye ayrılır. Birincil karbon ayak izi; evlerimizdeki enerji tüketimi ve ulaşım araçlarının kullandığı fosil yakıtların yanması sonucu oluşan karbondioksiti; ikincil karbon ayak izi ise kullandığımız ürünlerin imalatı ve tekrar doğaya karışmaları sürecinde ortaya çıkan karbondioksiti temsil eder.
Dünyamızın ömrünün son demlerine geldiğini söylemek için kâhin olmaya gerek yoktur herhalde. Bu sona doğru dörtnala ilerleyişimizde biz insanoğlunun etkisi bir hayli fazla. Süreci tamamen durduramasak bile erteleyerek bizden sonraki nesillerin de dünyanın tüm nimetlerinden faydalanmasını sağlayabiliriz. Nasıl mı?
Sorunu Çevrenize Anlatmaktan Çekinmeyin
Değişim önce sizde ve yakın çevrenizde başlar. Arkadaşlarınızı, ailenizi ve diğer yakınlarınıza karbon ayak izini anlatarak işe başlayabilirsiniz. Onları karbon kirliliğini azaltmaya teşvik edin. Bu konuda bilgi alabileceğiniz birçok açık kaynak bulunuyor. Sorunla alakalı ne kadar bilgi sahibi olursanız ikna kabiliyetiniz de o kadar yükselir.
Ulaşım Yönteminizi Güncelleyin
Ulaşım, tüm karbon salınımının yaklaşık dörtte birini oluşturuyor. Artık dünyada birçok ülke seyahatteki karbonu azaltmaya yönelik çeşitli politikalar geliştiriyor. Birey olarak siz de bu politikalara destek olabilirsiniz. Şahsi arabanızı mecbur kalmadıkça kullanmayın. İlla bir taşıtla gitmek zorundaysanız toplu taşıma araçlarını seçin. Mümkün olduğunca bisiklet kullanın veya yürüyün. “Otomobilden vazgeçemem.” diyorsanız tercihinizi elektrikli otomobillerden yana kullanın.
Güç Kullanımınızı Kontrol Altında Tutun
Enerji sağlayıcılarını seçmek sizin elinizde. Çevreci politikalar benimseyen enerji firmalarına geçiş yapabilirsiniz. Çatınıza güneş panelleri kurarak tasarruf yapabilirsiniz. Isıtma sisteminizde yapacağınız 1-2 derecelik azaltma bile uzun vadede çok faydalı olacaktır. Kullanmadığınız ışıkları kapatın ve cihazların fişini çekin. Binanızda yalıtma sistemleri kullanmak da büyük fayda sağlayacaktır. Bu sayede kışın daha sıcak, yazın daha serin olacak ve tasarruf edeceksiniz.
Diyetinizi Gözden Geçirin
Diyetinizdeki bitkisel bazlı yiyeceklerin
oranını artırın. Günümüzde, dünyadaki tarım arazilerinin yaklaşık %60’ı hayvan otlatmak amacıyla kullanılıyor ve birçok ülke olması gerekenden daha fazla hayvan kaynaklı gıda tüketiyor. Hayvan yetiştiriciliği kaynaklı karbon salınımı düşündüğünüzden çok daha fazla. Bitki açısından zengin diyetler hem size hem de dünyaya sağlık kazandıracak.
Gıdaları İsraf Etmeyin
Dünya genelinde üretilen tüm gıdaların yaklaşık 3’te 1’i israf ediliyor. UNEP’in Gıda İsrafı İndeksi 2021 yılı raporuna göre insanlar küresel olarak her yıl 1 milyar ton gıda israfı yapıyor. Bu da küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 10’una tekabül ediyor. Sadece ihtiyacınız olanı satın alarak bunun önüne geçebilirsiniz. Yiyecekleri doğru bir şekilde saklamayı öğrenin. Yemediğiniz artıklardan kompost yapabilir veya onları gübre olarak kullanabilirsiniz.
İklim Yanlısı Giyinin
Moda endüstrisi, küresel karbon emisyonlarının neredeyse yüzde 10’unu oluşturuyor. Özellikle kullan at kültürünü benimseyen günümüz moda trendlerine uymaktan kaçının. Kıyafetiniz kullanılamaz hale gelmedikçe yeni kıyafet satın almamaya çalışın. Sadece 1 defa giydiğiniz kıyafetleri çamaşır makinesine atmayın. Bu hem tasarruf sağlar hem de kıyafetin erken yıpranmasını önler. Özel günler için kiralama hizmetlerini kullanabilirsiniz. İhtiyaç duymadığını kıyafetleri geri dönüşüme kazandırmayı unutmayın.
Ağaç Dikmeyi Unutmayın
Her yıl yaklaşık 12 milyon hektar orman yok oluyor ve bu ormansızlaşma, tarım ve diğer arazi kullanımı değişiklikleriyle birlikte küresel karbon sorununun %25’ini oluşturuyor. Her birimiz ağaç dikerek veya ağaç diken kuruluşlara fidan desteğinde bulunarak bu sorunun azalmasına katkıda bulunabiliriz. Ormanlar sadece çevre temizliğinde değil, doğal afetlerin önlemesinde ve etkilerinin azalmasına da büyük rol oynuyor. Unutmayalım; her ağaç bir nefes demek.
yesilhaber.net sitesinden alınmıştır.