Üst düzey teknolojisi, renkli tapınakları, anime karakterleri, canlı sokakları, geleneksel Asya lezzetleri ve gelişmiş metro hattı ile Japonya; resmî adı Nihon-koku olan Doğu Asya’da bir ada ülkesidir. Endonezya’dan sonra ikinci en kalabalık ada ülkesi olan Japonya’nın tarihi Paleolitik Çağ’ın son dönemine kadar uzanır.
Pasifik sahili boyunca toplam 6.852 adaya sahip olan Japonya dünyanın üçüncü büyük millî ekonomisine sahiptir. Başkent Tokyo, kozmopolit şehir Osaka, geleneksel mimarili Kyoto, Tottori, Kobe gibi birbirinden renkli şehirleri barındıran Japonya’yı keşfedelim…
Kim Bu Japonlar?
Japonlar yüzyıllarca imparatorlar, güçlü Daimyo aileleri ve onları koruyan samuray savaşçıları tarafından yönetilen feodal bir devlet olarak yaşamıştır. 19. yüzyıla kadar dışarı kapalı bir ülke olan Japonya geyşaların, samurayların, shogunların, eşsiz mimari ve tapınakların tarihidir. Çok köklü bir kültüre ve birbirinden özel geleneklere sahip olan Japonlar deniz mahsülü ağırlıklı renkli bir mutfağa sahiptir.
İnanılmaz zengin mutfaklara sahip olan Japonların temel besin kaynağı, 2000 yıllık bir geçmişiyle sofralarımızda da yer alan pirinçtir. Neredeyse her öğünde ve her masada, bir tabak pirinç pilavı veya yemeği bulunur. Pirinç eriştelerinin ise çok fazla türü vardır. Bunlar arasında ramen, soba ve udon’u duymuş olabilirsiniz. Japonya’da her evde, pirinç dışında deniz ürünleri, miso çorbası ve haşlanmış sebze de pişer. Geleneksel Japon mutfağına Washoku adı verilir ve bu mutfağı diğerlerinden ayıran, sofistike ve detaylı tekniği ancak sade ve basit görünümüdür.
Japonya’da iki ana din vardır: Şinto ve Budizm. Şinto bir Japon dinidir, Budizm ise 6. yüzyılda Çin’den getirilmiştir.
Japonlar gerçek bir spor hayranıdır. Sumo, judo ve karate geleneksel Japon sporlarıdır ve beyzbol, futbol ve rugby diğer kültürlerden benimsenmiştir. Sumo, Japonya’nın ulusal sporudur ve bugüne kadar esas olarak sadece Japonya’da uygulanmaktadır.
Japon kültürünün en önemli noktalarından biri, yıl boyunca ülkenin farklı yerlerinde kutlanan festivallerdir. Kiraz çiçeği festivali bunlar arasında en önemlisidir.
Ülke genelinde konuşulan birincil dil olan Japoncadır. Modern Japonca üç alfabeden oluşur: Kanji (logografik Çince karakterle), Hiragana (fonetik bir Japon alfabesi), Katakana (yabancı kelimeler için kullanılan fonetik bir alfabe).
Japonlar toplum olarak iki şeye çok değer verirler; sıkı çalışma ve toplumsal uyum. Aynı zamanda alçak gönüllülük ve saygı kültürlerinin çok büyük bir parçasıdır ve bunu toplumun hemen hemen her alanında görmek mümkündür.
Nerelere Gitsek?
Fuji Dağı
Fuji Dağı, Honshu adasında bulunan, 3.766 m (12.385 ft) yüksekliğiyle Japonya’daki en yüksek dağdır. Asya adalarında bulunan ikinci en yüksek yanardağdır. Dağ, Tokyo şehrinin 100 km güneybatısında bulunur ve açık havalı günlerde şehirden rahatça görülebilir. Fuji Dağı’nın beş ay boyunca karlı olan simetrik konisi, Japonya’nın kültürel ikonu hâline gelmiş, özellikle de sanat ve fotoğrafçılıkta betimlenir; ayrıca turist ve dağcıların sıkça ziyaret ettiği bir doğa harikasıdır. Fuji Dağı, Tate Dağı ve Haku Dağı’nın yanında, Japonya’nın üç “kutsal dağı”ndan biridir. Doğal güzelliği ile birlikte Japonya’nın tarihsel mekânlarından birisidir. 22 Haziran 2013’te Dünya Miras Listesi’ne bir kültürel mekân olarak eklenmiştir.
Meiji Tapınağı
Meiji Tapınağı Japonya’nın başkenti Tokyo’nun Shibuya semtinde bulunan bir Şinto Tapınağı’dır. İmparator Meiji ile İmparatoriçe Shōken’ın ruhlarına adanmıştır. Tapınak imparatorun mezarı değildir, mezar Kyoto’nun güneyindeki Fushimi semtinde yer almaktadır. Meiji Tapınağı 70 hektarlık bir alanı kaplayan bir ormanda yer almaktadır. Bu orman tapınak kurulduğunda Japonya’nın her bölgesinden insanlar tarafından bağışlanan 365 farklı türden 120.000 ağaçtan oluşmaktadır. Orman birçok kişi tarafından Tokyo’nun merkezinde dinlenme alanı olarak görülür.
Arashiyama Bambu Ormanı
Dünyanın kültürel açıdan zengin şehirlerinden biri olan Kyoto; antik tapınakları, bahçeleri, tarihî sokakları ve hediyelik eşya dükkânları ile birçok gezgin için Japonya’nın en çok ziyaret edilen yerlerine sahiptir. Şehrin en güzel taraflarından biri, her yıl milyonlarca turisti ağırlayan ve filmlere konu olan Arashiyama bölgesinde yer alan Bambu ormanıdır. Yıl boyunca ziyaret edebileceğiniz, şehrin sokaklarının ve gürültüsünün dışında yer alan Arashiyama’da yer alan 500 metrelik yürüyüş parkuru ile doğanın içerisinde bir yürüyüş yapabilirsiniz.
Osaka Kalesi
Osaka Kalesi, Chuo-ku bölgesinde bulunur ve Japonya’nın en ünlü simgelerinden bir tanesidir. Osaka’nın simgesi sayılabilecek kule 16. yüzyılda inşa edilmiştir. Burdock tarzı denilen özel bir yapım tekniği ile inşa edilmiştir. Kale binasına dışarıdan bakıldığında beş katlı görünmektedir. İçeride yerin altına gizlenmiş üç kat daha bulunur. Bu üç kat saldırı zamanı sığınak olarak kullanabilmek için tasarlanmıştır. 58 metre yüksekliğe sahip olan kaleye çıkarak büyüleyici Osaka manzarasını izleyebilirsiniz.
Naoshima Sanat Adası
Naoshima, bugün Japonya’da gezilecek yerler listelerinin favorisidir. Adaya adım attığınız anda sizi dünyaca ünlü Yayoi Kusama’nın ikonik kabak heykeli karşılamaktadır. Aynı zamanda aralarında Pritzker ödüllü ünlü mimar Tadao Ando tarafından tasarlanmış çok sayıda müze, renkli galeriler, tesisler ve sevimli kafelerden oluşan sanat adası, çarpıcı doğa manzarasının ortasında dünya üzerindeki tek örneklerden biri olarak gezginlerin ve sanatseverlerin ilgi odağı olmuştur. Adada konaklayabileceğiniz Chichu müze ve butik sanat oteli bulunurken, otobüs ulaşımı ve elektrikli bisikletler, gezerken size eşlik etmektedir.
Tokyo İmparatorluk Sarayı
Tokyo’nun merkezinde bulunan Saray, Japonya imparatorunun resmî evidir. Önceleri Edo Kalesi olan İmparatorluk Sarayı’nın çevresinde hâlâ içerisinde su dolu hendekler bulunmaktadır. Sarayın iç kısmına sadece, 2 Ocak’ta ve imparatorun doğum günü olan 23 Aralık’ta girilebilmektedir. Saray Tokyo’nun Chiyoda semtinde yer almakta olup başta ana saray, imparatorluk ailesinin özel konutları, arşiv, müze ve idari ofisler olmak üzere birçok binayı içermektedir.