Kitabın Ortasından – Nisan 2024

Kendi Işığında Yürü

Günlerde yaşıyoruz, günleri mesken tutuyoruz, kimi acılı kimi sevinçli günlerde.
“Çok büyük, varoluşsal bir yıkım yaşayan insanlar, karanlığın ortasında umut ışığını bulmalarına yardımcı olacak, onlara uzanacak bir el arar. Zifiri karanlıkta ruha yön gösterecek bir ışık çakımı. Çöl sıcağında bir serinlik. Varoluşsal bir sarsıntı ruhun üstünü örttüğünde, bir kum fırtınasında nasıl göz gözü görmüyorsa işte hayatın yolları da öyle görünmez olur; bu hengâmenin ortasında kalan insanlar bir yön, bir ışık bulmakta zorlanırlar.

Hayatın o en zor geçitlerinde, karanlığı delen bir ışık mutlaka vardır. Onunla yolumuzu bulur, onunla yaşamaya devam ederiz. Senin içinde yanan kandili kimse söndüremez. Etrafı zifiri karanlık kapladığında sakın korkma. Kendi ışığına yürü.”
Zor günlerin içinden selametle çıkabilmek için kendi ışığımızı işaret ediyor Kemal Sayar. Ümitle tekrar parlatılacak bir ışık. Bir başına değil ama birlikte; yürek hizasında bir mücadele.

Tarihte Türkler

Tarihte Türkler Prof. Dr. Erol Güngör’ün vefatından önce kaleme aldığı son eseridir. Yazar bu kitabında, Türklerin tarih sahnesine çıktıkları yüzyıldan, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışına kadarki macerasını, kültür ve medeniyetini ana hatlarıyla dile getirmektedir.

Erol Güngör’ün çocukluğunda büyüklerinden dinlediği hâtıralarla başlayan tarih sevgisi ve ilgisi sonraki yıllarda halk tarih kitaplarını, tarihî romanları, tarihî metinleri okuyarak devam etmiştir. Bir sosyal bilimci olarak çalıştığı senelerde konuyla ilgili araştırmaları takip etmiş; tarihî olayları, yüzyıllar içinde teşekkül eden Türk devlet anlayışını, Türk kültürünü, Türk medeniyetini bir bütün hâlinde ele alan yazılarında, tarihle ilgili sosyal problemler üzerinde de durmuştur.

Yazarın kısa ve sade ifadeyle genel okuyucuya hitap ettiği bu eserini zaman zaman heyecan, zaman zamanda gurur, zaman zaman da hüzünle okuyacaksınız.

Yaşamak

Bir kelime şiire girdiyse değişir çünkü yeniden inşa edilir. Yaşamak da Cahit Zarifoğlu’nun yeniden tanımladığı bir kelime. Zira o, tüm bilinmezliği ve sıradanlığı, huzuru ve kaygısı, aydınlığı ve esrarı, korkusu ve yakarışı ile yeryüzündeki yolculuğunu sürdürmüş; her adımında kendisi olarak ve ânı kendisinin kılarak apayrı bir yaşamak inşa etmiştir.

Sisin örttüğü demiryolunda ağır aksak yola çıkan tren, şairin çocukluk hâtıralarının başkenti Silvan’a doğru ilerlerken Yeni Camii’nin avlusu, sessizliği kolundan tutup çeker yeryüzüne. Koca medeniyetin içinde kendine yurt arayan ruhlar, yalnızlıktan yontulan büyük anlara acziyetle bir kez daha eğilir.

Farkına varmadan “Bütün bunların, hâtırasız haftaların, kalbimi fark etmelerinden korkmamın sebebi var.” diyordum. Şimdi bir şeysin benim için… Varsın. Fakat bocalıyordum. Gizlice düşündüğüm, fark edilmesinden korktuğum hakikat sen miydin, yoksa ben, hatırasızlığı, boşluğu, en ucuz şekilde, sırtımdan korkakça, hiçbir teşebbüste bulunmadan birdenbire atmak için yine hayal mi kuruyordum. Dedim ya işte, bocalıyorum. Yeniden yaşamaya başlamak kolay mı?

Said KARAHASAN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir