Öz Vatanımda Parya: Filistin’de Çocuk Olmak

Lunapark yok, atari salonu yok, eğlence alanları yok ama sorun değil. Çocuksun… Her yer sana oyun alanı, her şey sana eğlence ama üzgünüm çocuk. 207 ülkeye kucak açan koca dünyada sana yer yok. Tanıyan yok, bilen çok ama sesini duyan yok. Çocuksun… Gülüşünle etrafına ışık saçar, koşar, oynarsın ama üzgünüm çocuk. Bugün hayatınla bir oyun gibi oynayan zalimlerin bombalarından koşarak kaçmalısın.

İçine doğduğun çorak, kasvetli, harabe zindana aldanma. Heves ettiğin o vatan da senindi. Dedelerin yaşardı o topraklarda. Kucak açtıkları zalimler tarafından işgal edildiler de el uzatan olmadı. Çocuksun… Eğer elektrik bahşedildi ise sevdiğin çizgi filmin hangi bölümü var acaba diyerek televizyonu açarsın ama üzgünüm çocuk. Bugün hangi sevdiğin arkadaşının evine füze düştüğünü izleyeceksin.

Annen seslenecek bir sabah. Ödevini yapmadığın veya kahvaltını bitirmediğin için değil. “Uzat kolunu evladım diyecek.” Korkma! Ceza için değil, olur da bir bombardımanın ortasında kalırsan… Hani olur ya, kimliğin teşhis edilemeyecek hâle gelirsen senin kim olduğun bilinsin diye… Çocuksun… Defterine hayallerini yazmak istersin ama üzgünüm çocuk. Bugün sen şehadet defteri olacaksın. Müslüman, Hristiyan, Yahudi, Budist, siyah, beyaz fark etmeden herkesin üç maymunu oynadığı şu günlerde; tenine kazınan adın ve efsanelere konu olacak mücadelen kalacak senden geriye. Boş yere zulmü haykırmaya, sesini duyurmaya çalışma.

“Çocuk o, ne bilir?” diyecekler.
Ev dedikleri tabutunda parçalanmış cansız bedenin cevap verecek. Sen hiçbir şey söyleyemesen de koluna, bacağına atılan imza dile gelecek. İnkâr etseler de bilecekler. Çocuktun ama üzgünüm çocuk.
“Ama…” diyecekler.

Erhan AKCAN
Ozan BERBER

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir