Kahramanmaraş Merkezi depremleri bu kadar yıkıcı olması normal mi? Daha önce böyle bir deprem oldu mu?
-Tabii önce 7.7 ve sonrasında aynı gün 7.6 olarak hem de zemine yakın yerde gerçekleşti bu deprem. Erzincan 1939 depremi de bunun gibi Türkiye’nin en büyük depremlerinden bir tanesiydi ama bu çok daha büyüktü. Hem de aynı gün iki farklı büyük depremin olması çok karşılaşılan bir durum değildi. Çok büyük bir deprem diyebilirim.
Japonya insan korumak için bina yapıyor. Bina hiç çökmüyor. Bazen çok eski binalar biraz hasar alıyor, o kadar. Ama Türkiye’de çöken binalar tamamen pankek gibi.
Depremle savaşmak mümkün mü?
Yani savaşmak derken, deprem için hazır olmak diyelim. Tabi Türk insanı savaşı sevdiği için savaş kelimesini kullanılıyor ama Japonlara göre depreme karşı hazır olmak diyelim. Bu tabi ki mümkün. Bina çökmüyorsa da eşyaları binanın içinde sallıyor. Önce eşyaları sabitlemek lazım. Mesela pencerede cam var. Yatağın yanında pencere varsa cam kırılıyor sizin üstünüze geliyor. Yatağın mümkün olduğu kadar camdan uzak olması lazım. Ama pencere yanında yatmak zorundaysak cama film çektirmeliyiz. Böylece kırılan cam parçaları üstümüze gelemez. Bunun gibi önlemler almak lazım. Bir de yaşam üçgeni için su ve düdük çok önemli. “Kimse var mı” diye sorulmadan önce “İmdat! Ben buradayım.” diye bağırarak enerjiyi tüketmek doğru değil. Enkazın altında çok toz olur. Bu nedenle düdük çalışmayabilir. Düdüğü naylon poşete koymalı. Bir de yaşam üçgeni yapabileceğimiz belirli yerlerde yani yatağın yanında, koltuğun yanında bu gibi yerlerde su şişesi, düdük ve bir de çikolata bulundurmamız lazım. Saatlerce orada kalma ihtimalimiz var. Haliyle besin ihtiyacımız söz konusu olabilir. Ama kuru yemek, bisküvi yerine bol kalorili çikolataları tercih etmeliyiz. Japonlar genelde bunu hazırlıyor.
Japonya nasıl yapıyor peki? Genel olarak deprem ekipleri ayrıca var. Ama genel olarak itfaiye sadece yangın değil yanardağ için, deprem için, fırtına için her şey için itfaiye ekipleri var.
Japonya’daki depremlerde neden bu kadar az insan ölüyor, Japonlar neyi doğru yapıyor, biz neyi yanlış yapıyoruz?
Türkiye’de bina çöküyor. Yani depremde insanı bina öldürüyor. Japonya’da ise insanı korumak için bina yapıyor. Binalar genelde çökmüyor, bazen çok eski binalar biraz hasar alıyor, o kadar. Türkiye’de çöken binalar sanki pankek gibi. Bu neden oluyor? Kolon çok zayıf. Acayip zayıf. Ben bakarken çok şaşırdım. Enkazı görünce inşaat demirinin içindeki donatının çok az ve ince olduğunu fark ettim. Bazen düz demir kullanılıyor. Aslında nervürlü demiri kullanmak lazım. Bazıları da binayı yaparken deniz kumu kullanmış. Bu toprakların içinde deniz kabuğu oluyor ve bu beton için çok kötü oluyor. Çünkü deniz kumundaki deniz kabuklarında asit var. Asit olduğu için de içindeki inşaat demiri zamanla çürüyor. Beton zaten zayıf ve içindeki demiri de asit çürütünce baskıya karşı direnemiyor ve çöküyor.,
Sizce Türkiye deprem konusunda ilk olarak ne yapmalı?
Önce tabi ki kent. Bölgede yirmi bin bina varsa onun yarısı izinsiz, yani kaçak bina. Kaçak bina ise kontrolsüz yapı demektir. Yapı denetleme sistemi var ama maalesef kaçak çok. Demek ki yapı denetiminden haberi yok ya da işine gelmiyor. Yani sonuç olarak kontrolsüz yapı çok. Şunu da söylemek lazım, Türkiye’de isteyen herkes müteahhit olabiliyor ama Japonya’da birinin müteahhitlik yapabilmesi için mutlaka inşaat mühendisi olması lazım. İnşaat mühendisi Türkiye’de ve başka yerde çalıştıktan sonra hemen imza hakkına sahip olabiliyor ama Japanya’da dört sene çalışmış olsa bile imza hakkı olmuyor. İki sene staj yapmak zorunda. Onu yaptıktan sonra yine de inşaat mühendisinin ve mimarın imza hakkı olmuyor. Ondan sonra devletin çok zor sınavını başarıyla geçmesi lazım. Nasıl zor olduğunu şöyle anlatayım; 100 kişiden 7 kişi, yani %7 ancak kazanabilir sınavı. Çünkü doktor bir ameliyatı yanlış yaparsa o kişi ölür ama inşaat mühendisi yanlış yaparsa, siz de gördünüz kaç kişi ölüyor. Yani o kadar çok önemliymiş. Bunun için müteahhitlere imza hakkını kolay kolay vermemek lazım.
Büyük depremlerin ardından o bölgede uzun süre büyük deprem olmaz deniyor, bu doğru mu?
Yani şimdi 1939’da Erzincan’da deprem oldu ve sıra sıra gitti. Şimdi Doğu Anadolu Fay Hattı’nda, yani Elazığ’da da deprem oldu ve Kahramanmaraş’a geldi. Tabi Elazığ’ınki artık uzun zaman kırılmayacak. Ama Hatay, Kahramanmaraş hala artçı depremler devam ediyor. Bu bir sene iki sene devam edebilir. Kahramanmaraş’ta hemen hemen bütün fay hattı kırıldı diyebiliriz. Bu yüzden Kahramanmaraş’ta artçı depremler dışında 100 sene boyunca yeni bir büyük deprem olmayabilir diyebiliriz ama tabi ki %100 böyle olacak diye bir şey yok. Bunlar sadece bilimin bize sağladığı bilgiler dahilindeki ihtimaller.
Gençlere deprem konusunda ne tavsiye edersiniz?
Deprem oldu ve genç, yaşlı demeden herkes gönüllü olarak Kahramanmaraş’a gitti. Ama eğitiminiz yoksa ne yapabilirsiniz ki? Yani yardım malzemeleri taşınabilir, moloz ve beton parçaları taşınabilir ama orada hala başka binaların da çökme ihtimali var. Japonya’da nasıl yapılıyor peki? Genel olarak deprem ekipleri müdahale ediyor. Ayrıca itfaiye ekipleri de sadece yangına değil, diğer doğal afetlere de müdahale ediyorlar. Her ay düzenli tatbikatlar yapılıyor. Bu sayede hem ekipler uzmanlaşıyor hem de halk bilinçleniyor. Çünkü tatbikat dediğimiz şey bir eğitimdir. Ben 2011’den beri deprem eğitimi veriyorum. Çocuklara da veriyoruz bu eğitimi. İlkokul ve ortaokulda okuyan küçük çocuklara da deprem eğitimi vermek lazım. Hatta anaokulundaki küçük çocuklara bile bu eğitim çizgi filmler aracılığıyla verilebilir. Böylelikle büyük, küçük demeden herkes depreme hazırlıklı olacaktır.