Gül Yetistiren Adam: Rasim Özdenören

Maraş’a Yeni Bir Kalem

Rasim Özdenören; bundan 82 yıl önce, şairler şehri Maraş’ta ikizi Alaeddin Özdenören ile dünyaya teşrif etti. Bu şehrin atmosferine doğmanın kanına yüklediği edebî ruh, ilk ve ortaöğretimini farklı şehirlerde tamamlamış olmasına karşın, lisede, yani yine Maraş’ta ortaya çıkacaktı. Rasim Özdenören’in Maraş’ta, Kara Lise’de iken yazdığı Akarsu adlı hikâye onun ilk yayımlanan hikâyesi olarak Varlık Dergisi’nde yer aldı. Lise öğrenimini Yedi Güzel Adam’ın güzide isimleriyle aynı lisede tamamladı, yükseköğrenim için İstanbul’a yolu düştü. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni annesinin hatırı için tercih eden yazar, aldığı hukuk disiplininin fikir dünyasına sağladığı katkıyı ileriki yaşlarda göz ardı etmeyecektir. 

Karakoç’un Uzattığı El

22 yaşına vardığında, Rasim Özdenören, Nuri Pakdil’in tavsiyesi üzerine Sezai Karakoç ile tanıştı. Görüşme öncesinde Özdenören kardeşler için sıradan bir şair olan Karakoç, bu muhâdeseden sonra onların zihninde “dahi biri”ne evrilir. Üstad’ın kaleminin ihtişamına kapılan Özdenören için üç yıllık bir fetret süreci başlar ve bu süreçte kalemi eline alamaz. Ancak Karakoç’un bunu fark etmesi ve Özdenören’e Soyut Dergisi’ne hikâye yazmasını söylemesi üzerine Özdenören bunu emir bilip kalemi tekrar eline alır. Zira, Sezai Karakoç için “O camdan atla dese atlardım.” diyecek kadar ciddi bir bağlılığı olduğu görülür. Bu süreçten sonra hikâyeleri Soyut Dergisi, Diriliş Dergisi ve Edebiyat Dergisi’nin sayfalarıyla buluşur. 

Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra Devlet Planlama Teşkilâtı’nda uzman yardımcısı olarak çalışan Özdenören, bu kurum vesilesiyle burs kazanır ve Amerika’da Kalkınma Ekonomisi üzerine yüksek lisansını bitirir. 

Dergiciliğe Yeni Bir Soluk: Mavera

1976’da Cahit Zarifoğlu, Akif İnan, Nazif Gürdoğan, Alaaddin Özdenören, Erdem Bayazıt ve Rasim Özdenören; Mavera adlı edebiyat dergisini kurdu. İlk sayısı edebiyat içerikli olan dergi, zamanla mazlum İslam Coğrafyaları adına özel sayılarla içerik üretmeye başlamıştır. Tasavvufa dair sayı yayımlayan ilk edebiyat dergisi olma sıfatını taşıyacak bu dergi 1990 yılına kadar yayınlanmaya devam etmiştir. 

Bir İnziva Dönemi 

1978 yılında Özdenören, memuriyetten istifa eder ve bu yıllarda tasavvufa yakınlaşmaya ve dolayısıyla hikâyesinin seyrini değiştirmeye başlar. Bu yıllarda Çok Sesli Bir Ölüm adlı hikâye kitabını, İki Dünya adlı deneme kitabını ve Gül Yetiştiren Adam adlı romanını yazar. Bu eserler pek çok ödüle layık görülür. Yeni Devir Gazetesi’nde Gaffar Taşkın müstearıyla yazmaya devam eder.

Özdenören Nazariyatı

Rasim Özdenören, edebiyata ilk adımlarını hikâyecilikle atmış, fakat denemeleriyle de öne çıkmıştır. Hikâye ve romanında Rasim Özdenören, toplumsal hayatta meydana gelen dönüşüm ve bu dönüşümlerin birey ve toplumda meydana getirdiği yozlaşmayı, ruhsal bunalımları psikolojik tasvirlerle irdeler. Fikir dünyasına bakıldığında kendi soluğuyla bir ihtilâl yarattığı görülür. Dava adamı portresi ile Özdenören, en yüce dileğin şu dünyada Allah’ın rızasını talep olduğuna inanır. İdeal İslam devletine ulaşmak hayalidir, bunun ise bireylerin kendi içlerinde Müslümanca düşünmek ve yaşamak üzere önce kendi ahlâkî gelişimlerine yönelmesi ile başarılabileceğine inanır.

Siyer-i Nebi’ye Yaklaşım

Özdenören pek çok disiplinin Hz. Muhammed’in (s.a.v.) hayatından ilham alınarak ileriye taşınabileceğini, bunun için onun hayatını irdelemenin günümüzde dikte edilen Batı diyalektiğinden kurtulma yolunda kökten bir çözüm oluşturabileceğine inanır. Bu yönüyle toplumsal inşaya dair ideolojik yaklaşımını Siyer’in iziyle kaleme alır.

Özgürlüğe Özgür ve Özgün Bir Tanım

Yazar, kavramları yeniden yorumlayarak kendi lügatını oluşturmuştur. “Özgürlük” kavramının yalnızca bir fiili îfâ etme durumu olarak değil, bir şeyi yapmaktan vazgeçebilme imkânı olarak da tanımlanması gerektiğini düşünür. Bu bağlamda insanı hayvandan ayıran özelliğin, fıtratının yatkın olduğundan ve ona emrolunandan vazgeçerek aksi yöndeki bir başka seçeneğe yönelebilme yetisi olduğunu düşünür. Ve ona göre, özgürlüğün doruk noktası ise irade etmekten vazgeçerek teslimiyete yani İslam’a ulaşmaktır. 

Susmayan Kalem

Rasim Özdenören ömrünün son demlerine kadar anı kaleme alma, insan hayatını satırlara sığdırma heyecanı ve umudu içerisinde yazmaya devam etti. Vefatından birkaç ay öncesine kadar köşe yazıları Yeni Şafak Gazetesi’nde yayınlanıyordu. Ancak vefatından önceki birkaç ay rahatsızlığı sebebiyle kalemi bırakmak mecburiyetinde kaldı. 

Ve Veda…

Rasim Özdenören, Yedi Güzel Adam’ın son temsilcisi, 23 Temmuz 2022’de hayata gözlerini yumdu. Ardında ölümsüz birçok eser ve olgun bir nesil bıraktı. Biz onun soluksuz mücadelesine şahidiz. Rasim Ağabey’imize Allah’tan rahmet diliyor; onu, sıcak bir tebessüm ve birkaç gözyaşı ile anıyoruz. Şimdi ise çabamız, bize olan emanetlerine sahip çıkmak, çağrısına kulak açmak ve onun sırtlandığını ilelebet yaşatmak olmalıdır. Vesselam…