
Kitabın anlatıcısı her ne kadar Mustafa adında bir çocuk olsa da kitapta babası Ali ve annesi Münire’nin hayat hikâyesi işleniyor. Adalet, hak, aşk, sevgi, aile gibi birçok kavramı bu kitapta ustaca işleyen Mustafa Kutlu bize birkaç saatlik bir edebiyat şöleni sunuyor.
Kitabın kahramanı olan Ali, imkânsız sayılabilecek bir aşka tutuluyor ve sevdiği kadın olan Münire ile hem belalı akrabalardan hem de ülkedeki adaletsizlikten kaçma mücadelesi veriyor. Öyle ki bu kaçış onları bir tren vagonunu yuvaya çevirmeye bile mecbur kılıyor. Kitapta anlatıcı görevini üstlenen Mustafa da bu yuvada büyüyor. Aynı isimle sinemaya da aktarılan Uzun Hikâye günlük hayatın koşuşturmasından uzaklaşıp rahat bir nefes almak istediğimiz o anlar için birebir. Mutlaka okuyun, okutturun.

Yazar Stefan Zweig olunca elbette bol bol betimlemeye hazır olmak gerekiyor. Diğer edebî eserlerine kıyasla daha çok didaktik konuların işlendiği İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar kitabında geçmişten günümüze insanlık tarihini değiştirecek olaylar, Stefan Zweig’ın edebî bakış açısıyla aktarılıyor.
Bazı olaylar vardır insanlık tarihini etkilerler, bazı insanlar vardır dünyanın işleyişini etkilerler. İşte bu kitapta Fatih Sultan Mehmet’ten Napolyon’a, Dostoyevski’den Tolstoy’a, Büyük Okyanus’un keşfinden önemli icatların buluşuna birçok kişi ve olay incelenmiş. Tarihe daha farklı bir tondan tanıklık edebileceğiniz bu kitap oldukça sürükleyici bir dile sahip. Sağlayacağı edebî birikimin yanında, genel kültür olarak da size katkıda bulunacak bu eseri mutlaka kitaplığınıza ekleyin.

Necip Fazıl Kısakürek’in İstanbul’a olan sevgi ve özlemini dile getirdiği bir eser olan kitapta İstanbul’un tarihî, kültürü, mimarisi ve insanları ele alınırken, Kısakürek’in kişisel deneyimleri de aktarılıyor.
Kitap, Necip Fazıl’ın İstanbul’a olan aşkının, şehrin güzelliklerine duyduğu hayranlığın ve şehirdeki değişikliklere olan üzüntüsünün anlatıldığı şiirsel bir dille yazılmış diyebiliriz. Yazar, İstanbul’un tarihî ve kültürel zenginlikleriyle ilgili ayrıntılı bilgi verirken, şehrin sokaklarında yürürken hissettiği duyguları da okuyucuya aktarıyor. İstanbul’a Hasret, yazarın İstanbul’a olan bağlılığının yanı sıra, İstanbul’u yeniden keşfetme ve anlama çabasını da içeriyor.