Yitik Cennet, Sezai Karakoç’un en fazla basılan kitaplarından biri. Edebiyatla felsefeyi bir arada işleyen bir kitap Yitik Cennet. Bu nedenle yer yer dili sizi zorlayabilir. Ancak
bu sizi korkutmasın çünkü üzerine kafa yorulduğunda, düşünüldüğünde çok çok zihin kapıları aralayan bir kitap bu. Anlayamadığınız cümleler için kitabı daha önce okuyanlara danışabilirsiniz. Hatta sadece bu amaçla kurulan birçok kitap platformu bulunuyor. Bu vesileyle farklı kitap severlerle tanışabilirsiniz. Kitapta Hz. dem’den başlayarak Hz. İsa ve Hz. İbrahim gibi 8 farklı peygambere yer veriliyor. Bu 8 peygambere de farklı farklı görevler, sıfatlar ve misyonlar yükleyen yazar, kitabın sonuna doğru geldiğimizde peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) ile hikâyeyi sonlandırıyor. Yaradılış, İnanç, Teslimiyet, Cennet gibi kavramların işlendiği
bu kitapta kovulduğumuz cennete yeniden nasıl dönebileceğimiz işleniyor.
Müzikal tadında bir
macera sunan Gertrud, Herman Hesse’nin en bilinen eserlerinden biri. Kahramanımız genç bir delikanlı. Gençliğinde yaptığı bir hatadan dolayı başına talihsiz bir kaza geliyor ve aylarca hastanede yatmak zorunda kalıyor. Uzun süre hastanede kalınca hayatı sorgulamaya başlıyor ve kendisini kazadan önce yaptığı gibi müziğe adıyor. Akranları iş kaygısıyla hayata atılırken o sadece eser üretmeye odaklanıyor. Bir gün eserlerinden biri şans eseri bir sanatçı tarafından keşfediliyor ve sanatçı
eseri kendi sahnesinde seslendiriyor. Bu olayın ardından aralarında bir dostluk oluşan ikili, sık sık vakit geçirmeye başlıyor.
şık olan kahramanımız, bir yandan sevginin ördüğü örümcek ağlarında mücadele ederken
diğer yandan dostluğun sorumluluğu altında eziliyor. Talihsizliklerden bir türlü kurtulamayan gencimiz hayatının sınavıyla yüzleşiyor. Gertrud, sadece edebî anlamda değil müzikal anlamda da hayatınıza birçok detay katabilecek bir eser. Okuyun, okutturun efendim.
Hızın, her şey olduğu günümüzde bizlere belki de en değerli mesajı veriyor Kemal Sayar: Yavaşla! Tıpkı Montaigne’in Denemeler kitabı gibi farklı farklı konularda mesaj veren kısa yazılarla dolu bir kitap olan Yavaşla, okuyucularına sade
bir dille hitap ediyor. Hayatın her alanından denemelerin yer aldığı bu kitapta verilmek istenen asıl mesaj daha kapakta karşılıyor bizi. Hayatı hızlı yaşadığımızda anlamı nasıl kaybettiğimizi en güzel şekilde aktarıyor Kemal Sayar. Çünkü hız, zamanı kazandırsa da detayları kaybetmemize neden oluyor. Hızlıca tüketilmiş bir ömür boşa gitmiş günler demektir ve boşa geçen zamanın ne yazık ki telafisi olmaz. İşte bu kitabı okuyarak kazanacağımız farkındalık sayesinde günlerin anlamını yitirmeden ömrümüzü geçirebiliriz, kim bilir?