Sizler de korku oyunu zannedip satın aldığınız oyunların kovalamacadan öteye gitmeyen co-op hikâyeler çıkmasından muzdarip misiniz? Neden piyasada düzgün bir korku oyunu yok mu diyorsunuz? Bugün gidip Steam’in sağladığı istatistiklere bakarsanız, en çok oyuncunun çevrim içi oyunlarda olduğunu göreceksiniz. Ama neden?
Hadi gelin, gerçek korku oyunlarını ne zaman kaybettiğimize ve son zamanlarda başlayan korku oyunu çılgınlığına bir göz atalım.
Günümüz korku oyunları, ironik şekilde hiç de korkutucu değil. Geçmişle kıyasladığımızda yeni oyunlarda özgünlük ve inovasyonun bulunmaması bizi bu türden biraz uzaklaştırdı. 2010’lu yıllardan sonra bu alanda kıtlık vardı desek yeridir ama ne oldu da birden firmalar Silent Hill, Dead Space, Alone in the Dark gibi güçlü oyunları yeniden canlandırmaya çalışıyor.
Hikâyemiz Capcom’un Resident Evil 2 Remake’i ile başlıyor. Bu yeni sürüm orjinalinin birebir aynısı olmasa da 10 milyonun üstünde satmayı başardı. Bu başarının ardından diğer oyun firmaları da eski korku oyunlarını yenileyecekleri haberini duyurmaya başladılar.
İnsan korkmak için oyun mu oynar Allah aşkına?
Korku oyunlarının kendilerine has muzip bir çekiciliği var ve insanların bir kısmı gerçek hayatta yaşayamadığı şeyleri burada yaşayabilmek için bu oyunları deneyimlemeyi tercih ediyor. Heyecan, stres, gerginlik, kalp atışı, terleme gibi yapay ama kontrollü bir gerçeklik evreni biz insanlara çok câzip geliyor.
Üstelik bizler, korku oyunlarını verdiği sıkıntılardan kurtulmak için bitirme ihtiyacı duymamıza rağmen atmosfer bizi içine çektikçe oyunun akışına dâhil oluyoruz. Yanınızdaki hayalet sizi diğer ruhlardan koruduğunda ona sempati beslerken, diğer kötü karakterlerden korkabiliyoruz. Bütün bunların harika bir hayal gücünün ürünü olduğunu bilmek ve bu dünyayı oynamak ayrı bir tecrübe oluyor.
Resident Evil oyunlarında karşımıza çıkan güvenli oda etkisi, bu konuda en başarılı oyunlardan biri. Oyunda en korktuğunuz karakter üzerinize geliyor, adrenalin zirvede, oyunun içinde güvenli bir yere kaçmak için çabalıyorsunuz… Evet, şimdilik güvendesiniz ve beyniniz güvendelik hissiyatına karşılık mutluluk hormonu salgılıyor.
Yapılan araştırmalara göre korkuyla en çok ilişkili olan beyin bölgemiz amigdala. Amigdala için, hayattaki içgüdülerimizde yardımcı olan bölüm diyebiliriz. Her ne kadar amigdala aktif olsa bile hipokampus de (hafızadan sorumlu bölge) korku durumunda aktif oluyor. Bu, korkunun bize anılarımızı hatırlatarak geçmişte kısa bir yolculuğa çıkmamızı sağladığı anlamına gelebilir mi?
“Bu Fayf Nayt Ferdi gibi böyle, oyuncaklı ekranda bir anda karşımıza çıkınca beni benden alan oyunlar nedir?” diyorsanız, biz bu korku oyun türüne Jumpscare diyoruz. Burada amaç, oyuncuyu beklemediği bir anda şaşırtmak.
Psikolojik Korku; oyuncuyu zihinsel olarak korkutmayı amaçlayan bu türe en iyi örnek, Slint Hill oyunlarıdır.
Ters Korku; ters korku oyunları oyuncunun bir karakter, canavar olarak başkalarını korkutmasını hedefler. Dead By Daylight’ı örnek verebiliriz.
Aksiyon Korku; karakterinizi oyun içerisinde daha aktif kullandığınız ve oyunda aksiyon ögelerinin bol olduğu tür. Dead Space bu türün en baba örneklerindendir.
Hayatta Kalma Korku; oyuncuyu sınırlı kaynaklarla bırakıp, oyunu bu şekilde sürdürmesini amaçlayan oyun türü. Resident Evil, Alone in the Dark ve Clock Tower’ı örnek gösterebilirim.