“Dünya üzerinde en iyi ilk 100 oyunu sıralayacak olursak Mount and Blade: Warband kesinlikle kendisine has vuruş hissi ve oynanışı ile bu listede yerini alırdı. Keza öyle de oldu. Warband çıktığı yıllarda dünya çapında ses getirmişti. Oyun kullanıcılarına sağladığı mod kurma özgürlüğü ile, oyuncuların hayal gücünü de yanına alarak sektörde mükemmel bir kapı araladı.”

Çocukluğunda Commodore 64 meşhurken ailesi Armağan Yavuz’a Spectravideo isimli bir cihaz almış. Almışlar ama cihazdaki oyun sayısı çok az olduğundan bir zaman sonra Armağan için bu konsol oldukça sıkıcı olmaya başlamış. O da “Madem bu cihazda oyun yok, o zaman ben yaparım” demiş. (O dönemlerde bilgisayarların ya da konsol türevi araçların yanında yazılım yazabileceğiniz kitapçıklar geliyordu.) Armağan Yavuz, yazılım kitapçığını kullanarak oyun yapma serüvenine ta o yaşlarda başlamış.
Takvimler 2001 yılını gösterdiğinde eşi İpek Yavuz’u, yapacakları oyunun sanat kısmı için ikna etmiş ve kendisi de yazılım tarafına geçmiş. Dazubo isimli bu oyunda kapalı kale içerisinde elinde kılıç olan bir karakteri yönetiyorduk. Oyuna bakılınca oldukça basit gözüküyor. Ancak, o yıllarda kendi fizik ve oyun motorlarını geliştirmiş olmaları büyük olaydı.
Serinin temellerini atacak oyun Warrider ise 2004 yılında internete yüklenerek insanlara sunuldu. Bu süreçte oyunun ismi Mount & Blade oldu. Oyunun dünyası olan Kalradya’yı İlk defa bu oyunda görmüştük. Seride sürekli ziyafet veren adam Kral Harlaus, bu ilk prototipte zombiydi. Evet, bu yıllarda serinin içerisinde fantastik düşmanlar da vardı.
2005 Yılında Taleworlds Ankara’da ODTÜ Teknokent’te kuruldu ve firmanın kurulması ile fantastik birçok öge oyundan çıkarıldı. İnternet üzerinden indirip oyuncuların sağladığı geri dönüşler ile oyun 2008 yılına gelene kadar geliştirildi ve 2008 yılında tam sürümü çıktı, yayıncılığını Paradox İnteractive yaptı.
Oyun o dönem büyük bir yankı uyandırmamıştı ancak kimi çevrelerde dikkat çekmeyi başardı. Orta Çağ teması, dövüş mekanikleri, kaleler, ticaret gibi özellikleri ile sektörde kendine has bir yer edinmişti. Artık, at ve kılıcın çizgisi oluşmuştu. Serinin ilham kaynağı olarak Sid Meier’s Pirates ve Elder Scrolls 2 Daggerfall ele alınmıştı. 2009 Yılına geldiğimizde Warband genişleme paketi duyuruldu.
2010 yılında çıkışını gerçekleştiren Mount and Blade: Warband oyunculardan çok iyi bir karşılık aldı. Warband, dünya çapında ses getirmeyi başardı. Bir önceki oyun beş tane olan krallık sayısı burada altıya çıkmıştı. Oyun birçok açıdan düzeltilmiş, evlilik gibi yeni özellikler eklenmişti. Çok oyunculu mod özelliği gelmişti. Düşünsenize, 2010 yılında arkadaşlarınızla birlikte kale fethediyorsunuz… Oyunu diğerlerinden ayıran en önemli özelliği ise modlamak! Oyuncular bu özgürlüğü o kadar sevdiler ki her çeşitten modlar geliştirmeye başladılar. Osmanlı modu, Roma modu, Star Wars, Yüzüklerin Efendisi… Artık oyunu birçok evrende oynayabiliyordunuz.
2011 Yılına gelindiğinde Henryk Sienkiewicz’in romanından uyarlanan ve Sich Studios ile birlikte geliştirilen With Fire & Sword çıktı. Oyunda, en önemli özellik ateşli silahların gelmiş olmasıydı. Oyunun senaryosu romana oldukça yakın işlenmişti.
2012 Yılında Napolenoic Wars genişleme paketi çıktı. Oyun sadece çok oyunculu oynayabiliyordu. 19. Yüzyıldaki Napolyon Savaşları’nı konu alıyordu.
2014 Yılında Viking Conquest çıktı. İskandinavya ve Britanya coğrafyasında geçen ek paket, Viking istilasını anlatıyordu. Oyun çıktığında birçok hata barındırdığı için çok fazla şikayet aldı. 2014 Yılında Taleworlds, Paradox şirketi ile bağlarını kopardı, bu Amerika ve Avrupa pazarında artık Taleworlds’ün kendi yayıncılığını yapacağı anlamına geliyordu. 2016 Yılında Warband konsollarda çıkışını gerçekleştirdi.