Millî Karatecimiz Merve Çoban

TOKYO 2020 Olimpiyat Oyunları’nda karate alanında ülkemizi temsil ederek bronz madalya kazanan ve kariyer hayatı başarılarla dolu olan millî karatecimiz Merve Çoban’la sizler için keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

TOKYO 2020 Olimpiyat Oyunları’nda ülkemizi temsil ettin ve bronz madalya kazandın. Nasıl bir duygu bu?
Öncelikle istediğim birinci olmaktı çünkü bütün çalışmalarımı ona göre yaptım. Beklentim üçüncülük değildi. Fakat maça üç hafta kala sakatlık yaşadım ve antrenman yapamadım o süreçte ama her ne olursa olsun elimden geleni ortaya koydum ve üçüncü oldum. O yüzden birinci olmuş gibi hissediyorum kendimi. Fazlasıyla mutlu ve gururluyum.
Karate sporu senin hayatında neleri değiştirdi?
Çocukken çok hareketli biriydim ve bu yüzden karateye başlamak benim için çok büyük bir mutluluk olmuştu. Okul hayatım boyunca sporcu olduğum için daha özgüvenli ve daha disiplinliydim. Derslerimde dikkatli, antrenmanlarımda daha odaklıydım. Ayrıca üniversite hayatım boyunca millî sporcu bursu aldım. Şuan öğretmenim ve başarılı derecelerim sayesinde sınavsız millî sporcu kontenjanından atandım ve ilk tercihim olan Mustafa Itri Ortaokulu’na yerleştim.
Tam da sözü öğretmen oluşuna getirecektim. Öğrencilerinin bu sporla olan alakana bakışı nasıl?
Çocukken beden eğitimi ve spor öğretmeni olmak istiyordum ve bunubaşardım.. Şu an ise öğrencilerimin olması beni fazlasıyla mutlu ediyor. Ben eminim ki aldığım madalyalardan fazlasıyla mutluluk duyuyorlar, velilerimiz de gelip beni ne kadar önemsediklerinden bahsediyorlar. Benim çocuklardan gördüğüm ilgi her zaman beni daha da mutlu etmiştir. Öğretmenlik ise benim en gurur duyduğum yanlarımdan biri.
Sporla alakan çocukluk yıllarında başladı diyebilir miyiz?
Dokuz yaşımdayken karate sporuyla tanıştım ve dile kolay yirmi sene oldu. Ben bilinçli bir çocuktum ve bu yüzden ailemi kendi işlerime karıştırmazdım. Hatta üç ay boyunca karateye ailemin haberi olmadan gittim önce kendim deneyip görmek istedim. Tabii ki kursun olduğu yer evime yakındı. O üç ayın sonunda ailemle paylaştım annem izin vermedi ama babam izin verdi bu yüzden de babamı dinledim. Bu sporla uğraştığım için mutluyum.
Sporlar içinde neden “karate”? Karate senin için ne demek?
Aslında özellikle karateyi seçmedim. Okula gelip karate sporunu tanıtmıştı şimdiki antrenörüm Murat Delihasan. Beni aralarından seçti ve o zamandan beri benim arkamda ailem gibi destek oldu. Karateyi sevmemin bir sebebi de disiplin gerektiren bir spor olmasıydı.
Genç yaşta edindiğin bu başarıyı neye borçlusun sence?
Erken yaşta bilinçli olduğum için başarıyla daha erken buluştuğumu düşünüyorum. Ayrıca pes etmedim ve çok fazla çalıştım. Sonucunda da başarı benimle oldu.
Pandemi dönemi sporculuk hayatını nasıl etkiledi? Neler yaptın bu süreçte?
Pandemi döneminde online antrenman yaptık bir süre. Sonrasında bakanlığın bize tahsis etmiş olduğu tesislerde antrenmanlarımızı sürdürdük. Ben spor anlamında antrenmansız kalmadım ve bu yüzden de kendimi şanslı hissediyorum.
Peki 2022 başta olmak üzere gelecek yıllarda hedeflerin neler? Hangi olimpiyatlara katılacaksın?
Ne yazık ki karate olimpiyatlardan çıktı. İlk ve tek olimpiyatımızdı ben bu yüzden derece elde ettiğim için çok mutluyum. Bu sene önemli müsabakalarım var. Öncelikle Avrupa Şampiyonası, Akdeniz Oyunları, Dünya Oyunları ve İslâm Oyunları yapılacak. Her zaman olduğu gibi elimden gelen performansı ortaya koyup zirveye oynayacağım.
İlham verdiğin birçok genç sporcu için hatta genç karateciler için neler söylemek istersin?
Öncelikle kendi benliklerinin farkında olmaları gerekiyor yaşları kaç olursa olsun. Kendilerine bir amaç belirlemeleri gerekiyor, başka türlü istedikleri şeye ulaşamayabilirler. Kararlı ve kendilerine inanarak yaptıkları her şeyde başarı onları bulacaktır. Ailelerimiz için de söyleyeceğim tek şey şu olur: çocuklarınız birer birey ve onların kendi kararlarına saygı duymalısınız.