Ruveyda Eren
Bu sayımızda İstanbul’un en ünlü SEMTLERİNDEN BİRİ OLAN VE birçok filme ve kitaba konuk olmuş Beyoğlu’ndayız. Konum itibarıyle Tarihi yarımada ve Haliç’in karşısında kaldığından zamanında ‘Pera’ yani ‘karşı yaka’ ismini almış olan Beyoğlu, İstanbul’un renkli ve çok kültürlü geçmişini günümüze en iyi şekilde aktarıyor. O halde tarihi güzelliklerle dolu bu semtte gezmenizi kolaylaştıracak rotamızdan bahsedelim.
Taksim Camii
İlk durağımız Taksim Camii. Uzun yıllar boyunca yapım kararı için uğraşılmış ve gayretler sonucu 4 yıllık inşaat sürecinin ardından 2021 yılında ibadete açılmış. Taksim Meydanı’nın sembollerinden biri haline gelen cami; geleneksel formların modern çizgiler ve malzemelerle yorumlanarak 19. yüzyıl Beyoğlu mimarisinden esinlendiği özgün bir tasarımla inşa edilmiş. Camiyi ziyaret ettikten sonra hemen önünden geçen tramvayla fotoğraf çektirmeyi unutmayın.
Çiçek Pasajı
İstiklal Caddesi üzerinde yürüyerek Çiçek Pasajı’na varıyoruz. Burası Beyoğlu’nun tarihi ve önemli uğrak noktalarından birisi. İsmini -günümüzde eğlence ve yeme-içme mekanlarının yeri olsa da- zamanında bünyesinde barındırdığı çiçekçi dükkanlarından alıyor. Beyoğlu’nun en süslü binalarından biri olan Pasaj’da güzel fotoğraflar çektirebilir ve süslü mimarisini inceleyerek vakit geçirebilirsiniz.
SAINT Antuan Kilisesi
Küçük bir kapıdan içeri girdiğimizden olsa gerek, ihtişamıyla bizi şaşırtan; döneminin ünlü mimarları tarafından yapılan Saint Antuan Kilisesi, kırmızı tuğla taşlarla örülü ve neredeyse tavanına kadar mozaiklerle kaplı yapısıyla tüm ziyaretçilerini kendine hayran bırakıyor. 1900’lü yılların başında ibadete açılan kilise İstanbul’un En Büyük Katolik Kilisesi unvanına sahip. Günümüzde de farklı dillerde ve zamanlarda ayinler gerçekleştiren kiliseyi ziyaret saatleri içinde görebilirisiniz.
Mandabatmaz Kahvesi
Beyoğlu’nun efsunlu dünyasına egzotik kahve kokusuyla katkıda bulunan Mandabatmaz Kahvesi, 1967’den bu yana hizmet veriyor. “Burada pişen kahve öyle bir efsunlu kahve ki, öyle yoğun bir köpüğü var ki, üzerinde Mandabatmaz!” denirmiş. Bu efsunlu kahveyi denemek isteyenler için güzel bir mola mekanı…
İllüzyon Müzesi
İllüzyona karşı duyulan merakı derinden giderecek müze; 15 şehrin ardından İstanbul’da kapılarını açmış. Narmanlı Han’da bulunan İllüzyon Müzesi’nin içinde keşfedip dokunabileceğiniz, deneyimleyebileceğiniz 60’tan fazla etkinlik var. Sonsuz Odalar, Tepetaklak Ev, Tünel gibi odalar en çok rağbet görenler. Öğrenci indirimi mevcut olan müzeye grupça gitmek için rezervasyon gerekiyor. Gezerken eğlenmek, eğlenirken öğrenmek isteyenler, bu müze tam size göre!
Galata Mevlevihanesi
Çeşitli olaylar sonucu geçirdiği imar faliyetleri sonucu son halini Sultan Abdülmecid Dönemi’nde alan Galata Mevlevihanesi, 2011 yılında müze olarak ziyarete açılmış. Mevlevihane; Sema Alanı, Derviş Odaları ve Mahfiller olmak üzere üç bölümden oluşuyor. Müzenin tarihini anlatan sinevizyon gösterisini izleyip ebru, hat sanatı vb. sergilerini gezebilirsiniz. Tasavvuf tarihini merak eder, sema gösteri izlemek isterseniz burayı görebilir ve Şeyh Galip’in müzenin bahçesinde bulunan türbesini de ziyaret edebilirsiniz.
Galata Kulesi
Rotamızın son durağı, hem Beyoğlu’nun hem de İstanbul’un sembollerinden biri olan; Hezarfen Çelebi’nin uçuşlarıyla da tanıdığımız Galata Kulesi. İlk olarak Bizans Dönemi’nde inşa edilen kule, çeşitli yıllarda yapılan restorelerle günümüze kadar gelmeyi başarmış. Sosyal ve kültürel faaliyetlere de ev sahipliği yapan kulenin terasına çıkıp muhteşem İstanbul manzarasını izleyebilirsiniz. Ben efsanelere inanırım diyenler için kule çevresinde de birçok seçenek mevcut. Büfeden aldığınız ananas dilimiyle fotoğraf çekerek sokaklarda dolaşabilir, hediyelik eşya ve müzik dükkanlarını gezebilirsiniz.