Süleymaniye Camii ve Külliyesi

AdımApp uygulamasını indirin, adımlar puana, puanlar sürpriz hediyelere dönüşsün.

Süleymaniye Camii ve Külliyesi’ni yakından tanıyalım.

Süleymaniye Camii ve Külliyesi

İstanbul, sahip olduğu eşsiz kültürel anıtları ile her yıl yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olmaktadır. Simgesel ve estetik özellikleri ile en ihtişamlı anıtlardan biri de Süleymaniye Camii ve Külliyesi’dir.

Osmanlı İmparatorluğu’nun “Muhteşem Yüzyıl”ını, yaptığı eserler ile taçlandıran Mimar Sinan’ın “kalfalık eserim” dediği Süleymaniye Camii ve Külliyesi hem sadeliği hem de ihtişamı ile görenleri kendine hayran bırakmaktadır. İsterseniz Süleymaniye Camii ve Külliyesi’ni gelin yakından tanıyalım.

Ayrıntıları ile Süleymaniye Camii ve Külliyesi

Kanûnî Sultan Süleyman’ın isteği üzerine 1550 yılında Mimar Sinan’a yaptırılan Süleymaniye Camii ve Külliyesi’nin inşası 1557 yılında tamamlanmıştır. Süleymaniye Külliyesi “Yedi Tepeli İstanbul’un üçüncü tepesine inşa edilmiştir. Haliç’i, Galata Kulesi’ni, Galata Köprüsü’nü ve İstanbul Boğazı’nı gören muhteşem bir manzaraya sahiptir. Külliyenin Haliç’e bakan avlusundan seyredilen İstanbul silüetinin büyüleyici etkisi, görenleri kendine hayran bırakmaktadır.

Klasik Osmanlı mimarisinin en önemli örneklerinden biri olan Süleymaniye Külliyesi’nin inşası için Osmanlı İmparatorluğu’nun farklı yerlerinden malzemeler getirilmiştir. 7 yıl süren külliyenin inşasında 1713’ü Müslüman olmak üzere toplam 3523 işçinin çalıştığı bilinmektedir.

Haliç’e bakan tepede, çok geniş alana inşa edilen Süleymaniye Külliyesi sadece dinî yapısı ile değil, toplumun çeşitli ihtiyaçlarını karşılayan özellikleriyle de ön plana çıkmıştır. Muhteşem anıtsal özelliğe sahip olan Süleymaniye Külliyesi’nde 1000 kubbe ve 11 tane giriş kapısı bulunmaktadır. Süleymaniye Camii’nin etrafında “U” şeklinde konumlandırılmış olan külliyede; Evvel Medresesi, Sani Medresesi, Salis Medresesi, Rabi Medresesi, Tıp Medresesi, Hadis Medresesi, Süleymaniye Türbesi, Hürrem Sultan Türbesi, Mimar Sinan Türbesi, hamam, darüşşifa ve yemekhane bulunmaktadır.

Neden 4 Minare ve 10 Şerefe?

Süleymaniye Camii’ndeki 4 minare, Kanûnî Sultan Süleyman’ın İstanbul’un fethinden sonraki dördüncü padişah olmasını, 10 şerefe ise Kanûnî Sultan Süleyman’ın 10. Osmanlı padişahı olmasını simgelemektedir. Ayrıca caminin içindeki ana kubbeyi tutan dört fil ayağının ise 4 Halife’yi temsil ettiği bilinmektedir.

Mimar Sinan Dehası: Süleymaniye Camii

O dönemin şartları ile inşa edilen Süleymaniye Camii’nin bir benzeri, günümüzdeki teknolojik gelişmelere rağmen hâlâ inşa edilememiştir. Her ayrıntısıyla şaşkınlık yaratan caminin mimarı olan Mimar Sinan’ın zekâsına hayran kalmamak elde değil…
Süleymaniye Camii’nin aydınlatılması için birçok kandil ve dev mumlar kullanılmaktaydı. Mimar Sinan kandillerden ve mumlardan çıkan isin camiye zarar vermemesi için is odası inşa etmiştir. Hava akımı ile birlikte camide oluşan islerin, is odasına akışı sağlanmış ve orada biriken isler ile mürekkep elde edilmiştir. Elde edilen mürekkepler ile caminin duvarlarındaki süslemeler yapılmış ve dönemin fermanları yazılmıştır.

Kanûnî Sultan Süleyman ve Mimar Sinan

Caminin inşasında çok ilginç hikâyelerin yaşandığı bilinmektedir. Kanûnî Sultan Süleyman’ın, Mimar Sinan’a olan güveni herkes tarafından bilinmekteydi. Bu güvenden rahatsız olan bir kesim, Kanûnî Sultan Süleyman’a, Mimar Sinan’ın kubbenin altında nargile içtiğine dair şikâyetlerde bulunmuştur. Bu şikâyetler üzerine Kanûnî Sultan Süleyman, Mimar Sinan’ı âni bir şekilde teftişe gider ve durumu kendi gözleriyle görmek ister. Mimar Sinan’ın caminin ortasında nargile içtiğini gören Sultan Süleyman; “Bu ne iştir mimarbaşı!” diye sertçe sorar. Kendinden emin bir şekilde; nargilenin içinde tömbekin olmadığını, sadece fokurdayan su sesi ile camide okunacak Kur’ân sesinin her taraftan eşit şekilde duyulması için gerekli çalışmaları yaptığını söyler. Sinan’ın niyetini anlayan Kanûnî Sultan Süleyman, şikâyetleri kendisine iletenlere sert bir bakış atarak camiden ayrılmalarını ve Mimar Sinan’ı yalnız bırakmalarını emreder.
Mimar Sinan’ın üstün zekâsı ile 16. yüzyılda gerçekleştirdiği akustik sisteme günümüzde sadece modern tiyatro binalarında rastlanmaktadır.

Kıyamete Kadar Yıkılmayacak Cami

O günün şartları ile inşa edilen ve 467 yıldır ayakta kalan Mimar Sinan’ın deyimi ile “Kıyamete kadar yıkılmayacak olan caminin inşasında büyük bir bilim gizlidir. Mimar Sinan’ın zekâsı ve mimari anlayışı birleşince İstanbul’un en önemli mimari eserlerinden biri olan Süleymaniye Camii ve Külliyesi vücut bulmuştur. Hem sadeliği hem de ihtişamı bir arada bulunduran Süleymaniye Camii, Osmanlı İmparatorluğu’nun “Muhteşem Yüzyıl”ına damga vurmuştur.

Ufak Tavsiyeler

Mimar Sinan’ın dehasını konuşturduğu Süleymaniye Camii’ni gezilecek yerler listenize eklemelisiniz. Caminin bahçesinde sizi eşsiz İstanbul manzarası ve havada süzülen martılar bekliyor. Ruhunuza ve gözlerinize şölen yaşattığınız gezinin devamında, caminin hemen karşısında bulunan tarihî kuru fasulyeciler de hoşunuza gidecekler arasında. Hele bir de kış aylarında gidiyorsanız Vefa Bozacısı’na uğramadan dönmemelisiniz.

Sinem ÇEVİK

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir