AdımApp uygulamasını indirin, adımlar puana, puanlar sürpriz hediyelere dönüşsün.
İstanbul’un hâlâ capcanlı yaşayan, asırlara dayanan, tarihin kokusunu buram buram hissettiğimiz, İstanbul’un kendine en hayran bırakan semti Eminönü’ne gelin birlikte bir göz atalım.
Şehrin belki de en kalabalık ve en gözde mekânlarına ev sahipliği yapan Eminönü, ticaretin de İstanbul’daki başkenti desek yanılmış olmayız. Bizans’ın ilk kurulduğu yer olan ve Topkapı Sarayı-Sirkeci civarı arasında bulunan Eminönü, İstanbul’un Tarihî Yarımada olarak adlandırılan bölgesinde yer alıyor. Eminönü ismi, Osmanlı döneminde deniz gümrüğüne ev sahipliği yapmasından geliyor ve bu sebeple “gümrük önü” yani Eminönü ismi kente veriliyor.
Başlarda Doğu Roma’nın başkenti olan semt daha sonrasında Osmanlı İmparatorluğu’nun en gözde ve limanları ile en merkezî bölgesi hâline geliyor. Günümüzde de hâlâ merkez konumunda olan Eminönü, dünyada ün kazanmış Mısır Çarşısı, Gülhane Parkı ve Yeni Cami’ye ev sahipliği yapan semt, İstanbul’un en eski ilçesi olan Fatih’te bizleri bekliyor.
01. Mısır Çarşısı

1660 yılında yapımına başlanan ve dört yılda tamamlanan Mısır çarşısı, Osmanlı Padişahı IV. Mehmet’in annesi olan Hatice Turhan Sultan tarafından Yeni Camii’ye gelir getirmesi amacıyla yaptırılmıştır. Yeni Camii’nin arkasında bulunan çarşı, şehrin en eski çarşılarının içinde yer almaktadır. L şeklinde bir plana sahip çarşının altı kapısı bulunmaktadır ancak bu kapılardan bazıları ziyarete kapalıdır. Turistlerin akın ettiği, tarihî dokusuyla herkesi kendine hayran bırakan Mısır Çarşısı, içerisinde baharatçılardan takıcılara kadar da pek çok dükkânı da içerisinde barındırmaktadır.
02. Yeni Cami

Eminönü’nün simgesi olan Yeni Camii’nin temelleri Sultan III. Murad’ın eşi Safiye Sultan’ın emriyle 1597 yılında atılmış, caminin yapımı 1663 yılında Turhan Hatice Sultan tarafından tamamlanmıştır. Yapımı Mimar Davut Ağa ile başlayıp, Mimarbaşı Hassa Mustafa Ağa ile son bulmuştur. Osmanlı Dönemi’nde inşaatı en uzun süren camidir. Cami içerisinde medrese, hamam ve darüşiffa bulunmaktadır. 66 kubbeden oluşan caminin kubbesi yapılırken Mimar Sinan’ın Şehzade Camii için çizdiği plan baz alınmıştır. Dört fil ayağına oturtulan büyük kubbenin etrafında dört yarım kubbe bulunmaktadır. Cami içi beyaz ve turkuaz ağırlıklı çiniler ile tasarlanmıştır. Günümüzde Mısır Çarşısı ile birlikte turistlerin en gözde mekânlardan birisidir.
03. Sirkeci Tren Garı

Temeli 1888 yılında atılan ve şehrin simgelerinden biri olan Sirkeci Garı, Sultan II. Abdülhamit’in talimatıyla yapılan ve “Batıya açılan kapı” olarak adlandırılan ilk tren garıdır. Gar’ın mimarı Almanya’dan Türkiye’ye Şark Ekspresi adına inceleme yapmak için gelen August Jasmund’dur. Garın en önemli özelliği ise Şark Ekspresi’nin ve Avrupa’nın son durağı olmasıdır. Mimarisi çevre ile uyumlu bir şekilde modern ve oryantal ezgiler ile dizayn edilmiştir. Bununla birlikte garın içerisinde bulunan İstanbul Demiryolu Müzesi’ni de ziyaret etmek mümkündür.
04. Gülhane Parkı

Gülhane Parkı, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Topkapı Sarayı’nın bahçesi olarak yapılmıştır. Park, Topkapı Sarayı, Alay Köşkü ve Sarayburnu arasında bulunmaktadır. Günümüzde de hâlâ yemyeşil alanlarıyla sevenlerinin ziyaretine açık olan Gülhane Parkı, 1912 park hâline getirilmiştir. Parkta pek çok yürüyüş, dinlenme ve oyun alanı bulunmaktadır. Haftasonları yerli ve yabancı turistlerin dinlenme ve şehrin kalabalığından biraz uzaklaşmak için ziyaret ettiği en uğrak mekânlardan biridir. Park içerisinde çeşitli bitki ve ağaç türleri de bulunmaktadır. Doğa severler için harika bir rota olan bu park, haftanın her günü ziyarete açıktır.
05. Rüstem Paşa Cami

Osmanlı Dönemi’nin şaheserleri arasında bulunan Rüstem Paşa Camii, Mimar Sinan tarafından Kanûnî Sultan Süleyman’ın damadı olan Rüstem Paşa adına 1561 yılında yaptırılmıştır. Mimar Sinan’ın en büyük eserleri arasında bulunan cami, külliye olarak yapılmıştır ve camiye gelir getirmesi adına bünyesinde pek çok dükkân ve depo da bulundurmaktadır. Rüstem Paşa Camii’nin dışından ziyade içi de görenlerini hayran bırakmaktadır. Neredeyse baştan aşağı çinilerle kaplı olan caminin içinde yoğunluk olarak çiçek ve lale desenli çiniler karşımıza çıkmaktadır. deta görsel şölene eşlik eden bu çiniler caminin eşsiz olduğunu gözler önüne seren en önemli özellikleri arasında yer almaktadır.
06. Galata Köprüsü

Galata Köprüsü, Haliç üzerinde bulunan ve Eminönü’nden Karaköy’e doğru uzanan İstanbul’un ikonik köprülerinden biridir. Kendine has mimarisiyle ön plana çıkan köprüde günün her saati balık tutan insanlarla karşılaşmak mümkün. Ayrıca köprünün altında da yine balıkçı restoranları ve konsept kafeler bulunmaktadır. 490 metre uzunluğa ve 42 metre genişliğe sahip köprünün üstünde 3 şeritli otomobil yolu, yayalar için ayrı bir yol ve tramvay hattı bulunuyor. 80 metrelik kısmının açılabilen baskül şeklinde olması da bu köprüyü ender kılan unsurlardan biri. Galata Köprüsü, kendine has tarihî, üzerinde her daim görebileceğiniz balık tutan insanları ve köprü altındaki balık restoranları ile İstanbul’un vazgeçilmezleri arasında diyebiliriz.