Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en büyük sporcularından biri… Dünyada 3 farklı olimpiyat oyununda altın madalya kazanan ilk ve kendi ağırlığının 3 katından fazla kilogramdaki halteri kaldıran tek sporcu: Cep Herkülü Naim Süleymanoğlu.
23 Ocak 1967’de Bulgaristan’ın Kırcaali şehrinde dünyaya gelen Naim sporla çocuk yaşta tanışmıştı. Önce yüzmeye başlamış, daha sonra da güreş sporunu denemişti ama bir türlü istediği başarıyı yakalayamamıştı. Bu esnada onu izleyen antrenör Hilmi Pekünlü, Naim’in eşsiz kuvvetine şahit oldu ve onu halter sporuna başlaması için teşvik etti. Ailesi başlarda haltere sıcak bakmasa da Hilmi Hoca onları da ikna ederek bir efsanenin doğuşuna katkıda bulunmuş oldu.

- 3 Olimpiyat Altın Madalyası (1988, 1992, 1996)
- 7 Dünya Şampiyonluğu
- 6 Avrupa Şampiyonluğu
- 46 Dünya Rekoru
Naim’in 1988 Seul Olimpiyatları’nda yarışabilmesi için Türkiye, Bulgaristan’a 1,25 milyon dolar ödedi. Bu bedel, bir haltercinin transferinden öte, bir milletin öz evladının vatan topraklarına kavuşması ve olimpiyatlarda âşığı olduğu ay yıldızlı bayrağı dalgalandırabilmesi içindi. Seul’de tüy sıklet klasmanında yarışan Naim, 2 dünya rekoru kırarak Türkiye’nin ilk olimpiyat altın madalyasını kazandı. Vücut ağırlığının 3,15 katı olan 190 kilogramı kaldırarak bu alanda hâlâ kırılamamış bir rekora imza attı. 1988 Yaz Olimpiyatları’ndan sonra Time dergisinin kapağında yer alan Naim Süleymanoğlu’na “Cep Herkülü” lakabı verildi.


Dünyada tüm zamanların en büyük halter sporcularından biri olarak kabul edilen Naim, aktivist kişiliğiyle de yüz binlerce Türk’ün vatana dönmesine vesile oldu. Sporda yakaladığı başarılar sayesinde dünya basınına verdiği röportajlarda Bulgar zulmünü dile getiriyor ve ulaşabildiği herkesten bu zulmü duyurmasını istiyordu. Dünyanın baskısına daha fazla dayanamayan Bulgar yetkililer, yaklaşık 320.000 Türk’ün göç ederek Türkiye’ye yerleşmesine izin vermişlerdi. Tarihte eşine çok az rastlanan bu siyasi başarının arkasında boyu küçük olsa da yüreği dünyalar kadar büyük bir Cep Herkülü yatıyordu.

“Bulgaristan’da Türklerin, bizim adlarımızı değiştirdiler. Attılar… Çok insanın canına kıydılar. Türkler adlarını değiştirmek istemiyorlardı ama zorla değiştirdiler. O dönemde Türkçe konuşanlara 5 Leva, 10 Leva ceza yazıyorlardı. İbadet yaptırmıyorlardı. Camileri kapattılar. Bir senede her şeyi unutturmak istediler Türklere. Bizi, Bulgar yapmak istediler…”