Gönül ve Fikir Adamı: Fethi Gemuhluoğlu

Hatırda | 1922-1977

İrfan Fethi Gemuhluoğlu 1922 yılında İstanbul, Göztepe’de doğdu. Arapkirli Türkmen bir ailenin oğlu olan Gemuhluoğlu’nun babası Mustafa Neşet Efendi, annesi Fatma Saniye Hanım’dır. Çoculukluğu, son Osmanlı aydınlarının yaşadığı Erenköy ve Göztepe’de geçti. Yetişmesinde, bilgi birikiminde ve kişiliğinde hem ailesinin hem de çevresinin etkisi büyüktür.

Haydarpaşa Lisesi’ni bitirdikten sonra bir süre İstanbul Üniversitesi’nin hukuk fakültesinde eğitim gördü. 1950-1955 yılları arasında İstanbul’un birçok okulunda “Türk Dili ve Edebiyatı” öğretmenliği, 1955-1963 yıllarında “Spor ve Sergi Sarayı” müdürlüğü yaptı. Daha sonra gittiği Almanya’da 2 yıl serbest gazetecilik yaptı. 1965-1966 yıllarında Millî Eğitim Bakanlığı’nda özel kalem müdürlüğüne atandı. 1966-1970 yılları arasında Ankara ve İstanbul’da Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği basın müşavirliği yaptı. Çok sayıda vakıf, dernek ve hayır kurumunda yönetim ve danışma kurulu üyeliği gibi görevlerde de bulunan Gemuhluoğlu, 5 Ekim 1977’de İstanbul’da vefat etti ve Sahrayıcedid Mezarlığı’nda toprağa verildi.

Yaşadığı dönemde gönül ve hizmet adamı olarak bilinen Fethi Gemuhluoğlu, sağlam karakteri, hoşgörüsü ve sevgisiyle etrafında aydın bir çevre oluşturdu. Zarif bir İstanbul Türkçesiyle aktardığı konuşmalarında; iman, emek, hürriyet, aşk, güzel ahlâk, çalışkanlık gibi değerlerin savunucusu oldu ve o dönemin yüksek öğrenim gençliğine bu değerleri aşılamada önemli rol oynadı. Bulunduğu bütün görevlerde Batılılaşma’nın Türk toplumunda meydana getirdiği tahribatın fark edilmesi ve onarılması için büyük çaba sarf etti.

“Kendisine dost olmayanlar, gayrıya dost olmazlar, kendileri ile barışa varamayanlar, gayrı ile barışa varamazlar. Kaldı ki savaş yoktur. Dünya, dostluk üzere halk edilmiştir.”

Toplumun gelişmesine dair hemen hemen her konuda yazılar kaleme alan Gemuhluoğlu; büyük şehirlere göçlerin gelecekte doğuracağı tehlikelerden Macar hürriyet savaşçılarını desteklemeye, mazlum ve masum milletlerin bağımsızlığına, İslâm ülkelerinin birbirine yakınlaşmasının öneminden Müslümanların birbirlerini eleştirmesinin yanlışlığına, sanattan siyasete, ahlâktan eğitim ve tarihî meselelere sık sık değinmiştir. Bu meseleleri çözüme kavuşturacak akademik kadroların yetişmesi için ömrünün sonuna kadar büyük bir emek sarf etmiştir. Faaliyetlerini sevgi ve dostluk ekolü şekline dönüştüren bir prensip ve disiplin içinde sürdüren Gemuhluoğlu, gençlere sadece maddî ve mânevî açıdan destek olmakla kalmayıp kendilerinde bilgi, zekâ, cesaret ve sanat parıltısı gördüklerini, yeteneklerine göre yönlendirerek sadece akademik hayatta değil; İslâmî düşünce, sanat ve kültür hayatlarında da gelişimlerine katkı sağladı.

Aktarımlarında sevgi ve dostluk kavramlarını tasavvuf temelinde işleyen Fethi Gemuhluoğlu; bu iki kavramın insana ve İslâm’a hizmet etmekle değerlendirilebileceğini dile getirmiştir. Sevginin karşılıksız olduğunu vurgulamış ve insanın iyi tarafını öne çıkarmanın ancak sevgi ve dostlukla mümkün olduğunu söylemiştir. Ona göre aşk, insanın katı yanlarını yumuşatır ve hayata bir esneklik kazandırır. Bu esneklik ile güçlükler daha kolay aşılır ve insanlar arasında dayanışma ortamı oluşur. Gençlere hitap ederken de sevgi yolunu öğütlemiş ve düşüncelerini kabul ettirme yerine özümsetmeyi hedeflemiştir. Çağdaş bir Müslüman profilinin örnek kişiliklerinden biriydi Fethi Gemuhluoğlu. Ülkenin sahip olduğu doğal kaynakları zenginliğe dönüştürecek beceri, bilgi ve ahlâkî donanıma sahip vatandaşlara ihtiyaç olduğuna inandı ve hayatını bu insanları ortaya çıkaracak şartları oluşturmaya adadı.
Vefatından sonra bazı sohbet, mektup, hâtıra ve yazıları Dostluk Üzerine adlı bir kitapta toplanmış, bu eserde de yer alan bir sohbeti daha sonra Dostluğa Dair adıyla ayrıca yayımlanmıştır.