Hayatımızın en kıymetli hazinesidir zaman; su gibi akıp giden, akışına kimsenin engel olamadığı kavram. Geçmişten geleceğe koşar adım gider insanoğlu. Geçmişimizi tarih kitaplarından öğreniriz. Geleceği ise yalnızca Allah (c.c.) bilir. Geçmişimizi, tarihimizi okurken, hep görmek istediğimiz şahsiyetler, yaşamak istediğimiz zamanlar vardır, gidilmesi görülmesi artık imkansız olan.
Merak ettik. Birçok filme ve kitaba konu olan “geçmişe ve geleceğe yolculuk” konusunda gençlerimiz ne söylerler? Gençlerimize bu ilk sayımızda “Zaman makineniz olsaydı hangi döneme gitmek isterdiniz?” sorusunu yönelttik. Kimisi Osmanlı Dönemi’nin dört kıtaya hükmettiği döneme gitmek istedi. Kimi ise Asr-ı Saadet Dönemi’ne. Bakalım gençlerimize yönelttiğimiz bu soruya kim ne cevap vermiş. Bir dahaki sayımızda Mikrofon Gençlerde köşemizde dikkatinizi çekecek sorularımızla görüşmek üzere. Hoşça kalın.
Oğuz Taş- Yaş: 16
Osmanlı Dönemi’ne, 29 Mayıs 1453’e gitmek isterdim. Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethederken yeniçeri ocağında komutan olmak, fetih heyecanını iliklerime kadar yaşamak isterdim. Ecdadımın dört kıtaya hükmettiği zamana şahitlik etmek isterdim.
Ülkü Gür- Yaş: 18
Sarıkamış şehitlerimizin donarak ölmelerini engellemek için 22 Aralık 1914’e giderdim.
Harun Kaya- Yaş: 18
Hayatımızı bir gemi olarak düşünürsek, yaptığımız hatalar bu gemiye yön veriyor ve bizi biz yapan o gemiyi oluşturuyor. Geçmişe gidip hatalarımızı düzeltmek, bizi farklı bir insan yapabilir. Bu yüzden bir zaman makinem olsaydı bilime ve insanlığa yarar sağlamış bilim adamlarının, felsefecilerin ve en önemlisi Peygamberlerimizin o dönemlerde insanlığın yaşadığı sorunlarla nasıl başa çıktıklarını gözlemlemek isterdim.
Raşit Balcı- Yaş: 17
Zaman makinem olsaydı, ilkokul öğrencisi olduğum döneme gitmek isterdim. Her şeyi baştan alırdım. “İlerde pişman olursun.” diyenleri dinlerdim.
Serap Kızılırmak- Yaş: 16
Zaman makinem olsaydı yaşadığım ve ders aldığım, benim parçam olan geçmişime dönüp bir şeyleri değiştirmek istemezdim. Yine o zaman makinesiyle geleceğe gidip yaşanacakları görerek, yaşamın “bilinmezlik” heyecanını kaçırmak istemezdim. İçinde bulunduğum zaman en güzeli. Zaman makinesini geçmişinden pişmanlık duyanlara verirdim…
Ahmet Süyüm- Yaş: 21
Kıyamet vaktine gidip son Müslüman olmak isterdim.
Ali Erdoğan- Yaş: 15
Peygamber Efendimizin (s.a.v.) yaşadığı döneme gitmek isterdim. Peygamberimizi dünya gözüyle görmek, sohbetinde bulunmak, “sahabe” olma şerefine erişmek isterdim. En önemlisi de hicret ederken yanında olmak, hizmetinde bulunmak isterdim.
Ömer Tesirli- Yaş: 17
Aile büyüklerimizden hep duyarız ya; eski ramazanlar, eski bayramlar… Bu eskiler uzar gider: “Daha güzeldi eskiden her şey. Şimdi hiçbir şeyin tadı tuzu yok.” diye. Gönül isterdi ki anlatıla anlatıla bitirilmeyen, hep özlenilen o eski dönemleri görebilseydik. Maalesef o dönemleri görmenin bir yolu yok. Ama bir zaman makinesi olsaydı o dönemleri görmek mümkün olurdu. Evet, bir zaman makinem olsaydı hangi zamana ve nereye gitmek isterdim biliyor musunuz? Ben geçmişte bahsedilen, günümüzde özlenilen o günlere gitmek isterdim.