Türkiye’de Bilim Kurgu

‘Yeni Dünyalar’dan ‘Başka Dünyaların Şarkıları’na

Bilim Kurgucunun Seyir Defteri | 15

Selma Mine’nin Alfred Bester’dan 24. Yüzyılda Cinayet adıyla çevirdiği kitapla karşılaştığımda en fazla 12 yaşındaydım. Bilim kurguya meraklı bir ergenin aklını başından alacak bir kapağı vardı: uzay boşluğunda karşılaşmış muhtemelen bir it dalaşına hazırlanan iki görkemli uzay gemisi! İçerik doğrudan bu tantanalı kapakla ilgili olmasa da bu tuzağa düşmeye dünden razıydım. 80’li yıllarda kitaba erişim sınırlıydı bu yüzden türe meraklı çocuklar olarak bilim kurgu kitabı bulunca hiç nazlanmadan kapıp anında içine gömülüyorduk, ne çıkarsa bahtımıza deyip nasibimize razı oluyorduk anlayacağınız. Bu rastgele okumalarda bazen öyle cevherlere rastlıyorduk ki şansımıza karşımıza çıkan o kitap ömür boyu yoldaşımız olabiliyordu. Bester’in romanı beni çarptı ama onun içeriğini başka bir yazıya bırakıp Türkiye’deki bilim kurgu çeviri serilerinin macerasını aktaracağım size. Bu elbette aynı zamanda bu kitapları okudukça zihni ve ufku zamanın ötesine açılan nesillerin macerasıdır.

1950’li yıllarda Çağlayan Yayınlarının bastığı Yeni Dünyalarda Türkiye’de ilk bilim kurgu serisidir. Bu serideki kitaplar maalesef kısaltılarak hatta bazen içeriğine müdahale edilerek Türkçeye aktarılıyor. Öyle ki kitabın üzerinde yazarların adı bile geçmiyor! Serinin ilk kitabı Merihten Saldıranlar aslında bilim kurgunun en önemli isimlerinden biri olan Robert Heinlein’ın The Puppet Masters adlı romanı.

On kitaplık bu serinin içinde Isaac Asimov’dan Frederick Brown’a birçok önemli bilim kurgu yazarının kitabı çevriliyor. Çağlayan Yeni Dünyalarda serisi bütün edisyon kusurlarına rağmen döneminin meraklı çocuklarını besliyor, o neslin gözünü bilim kurgu kültürüne açıyor. Edebiyatımızın iki değerli bilim kurgucusu Zühtü Bayar ve Müfit Özdeş o yıllarda bu serinin kitaplarını nasıl hararetle okuduklarını ve dahasına ulaşabilmek için İngilizce öğrendiklerini dile getirirler. Yeni Dünyalarda serisinin ikinci kitabı Feza Canavarları da aslında A .E. Van Vogt’un Uzay Tazısının Yolculuğu adlı romanıdır. Feza Canavarları’nı ilkokulda okuyan Zühtü Bayar’ın dünyası bu kitapla değişecek yıllar sonra kitabın orjinalini edinecek ve tekrar tekrar okuyacak, çocukluğunda bulduğu yeni dünyaları yetişkinliğinde de keşfetmeye devam edecektir.

İkinci serimiz 1970’li yıllarda Okat Yayınevi tarafından basılır. On altı kitaplık bu bilim kurgu serisinde çeviriler iyileşmeye, edisyonlar daha derli toplu hâle gelmeye başlar. Okat Philip K. Dick, Ray Bradbury gibi yazarları da bilim kurgu okurunun dağarcığına ekleyerek önemli bir iş yapar.

1980’li yıllarda basılan yirmi beş kitaplık Baskan bilim kurgu dizisi de o yıllarda benim çocukluğumu şenlendirmiştir. Bu seri sayesinde Asimov’un Çelik Mağaraları’nı o yaşta okuma sevincini yaşadım. Aynı zamanda Ray Bradbury, Arthur C. Clarke, Stanislaw Lem gibi yazarlarla da Baskan dizisi sayesinde tanıştım. Baskan’ın çocuk kitapları serisinde de bilim kurgu romanları oluyordu. Hiç unutmam orta okulda ilk derste öğretmenin ‘Bu yaz ne okudunuz’ sorusuna arkadaşlardan biri Soğuk Duvarı adlı bilim kurgu romanını anlatarak cevap verecekti. Arkadaşın anlattığı bu romanı öyle merak etmiştim ki yıllar sonra arayıp buldum hatta Baskan’ın çocuklar için çevirdiği bütün bilim kurgu romanlarını da bulup edindim.

1990’lara geldiğimizde Bülent Somay’ın editörlüğüyle Metis Yayınevi bir bilim kurgu dizisine başlar. Bilim kurgu yazarı Theodore Sturgeon’un ‘İyi bilim kurgu iyi edebiyattır’ ifadesini slogan olarak kullanan bu dizi bilim kurgu türünü ciddiye alarak otuz üç kitaptan oluşan seçkin bir külliyat koyar ortaya. Kendi adıma Brian Aldiss’in Yıldız Gemisi’ni Philip K. Dick’in Gökteki Göz’ünü Le Guin’in Dünyaya Orman Denir’ini ve dahasını kaliteli bir çeviri ve edisyonla okuyabildiğim için bu diziye emeği geçen herkese müteşekkirim. Bu serinin bir güzelliği de çocukluğunda bilimkurgu okumaya Çağlayan Yeni Dünyalarda serisiyle başlayan Müfit Özdeş’in bilim kurgu öykü seçkisini de içermesidir.

2000’lerden sonra bayrağı devralan İthaki yayınları ‘Başka dünyaların şarkıları’nı duyurmaya devam ediyor. Bilim kurgu serilerinin 50’lerden günümüze geldiği aşama ülkemizde bilim kurgu kültürünün geldiği noktayı da gösteriyor.

Ümit Yaşar ÖZKAN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir